Niğde’nin Görülmesi Gereken Bir Köyü:Bademdere

Niğde’nin Çamardı ilçesine bağlı Aladağların eteğinde yer alan Bademdere köyüne uğradığında kendinizi bir masal kitabının ortasında bulacaksınız. Köyün eski ismi Bayamdere olarak geçer.

Yayın: 26 Eylül 2022 - Pazartesi - Güncelleme: 26.09.2022 12:42:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
Google News

 

Köye girdiğinizde herhangi bir kişiye Totari’ye nasıl gideceğinizi sorun. Soru sorduğunuz kişi sizin yabancı olduğunuzu anlayıp size çay ısmarlayacaktır.

Bademdere üzerinden Pınarbaşı köyü yoluna gireceksiniz birkaç kilometre gittikten sonra yolun ikiye ayrıldığını göreceksiniz siz sağ taraftan ilerleyin yine birkaç kilometre sonra yol tekrar ikiye ayrılacak bu sefer sol tarafı tercih edin. Biraz daha gittikten sonra karşınıza ağıl çıkacak yolun bittiğini zannedecksiniz ama ağıla yaklaşınca sağ taraftan toprak yolu göreceksiniz. Daha sonra karşınıza Cin Ali’nin Keleri çıkacak. Cin Ali’nin Kelerine varmadan sağ tarafta arabanın gidemeyeceği bir toprak yol çıkacak karşınıza o toprak yoldan tepeye doğru hareket edin. Tabi yürürken karamuk meyvesini yemeyi unutmayın. Tepede bir türbe sizi karşılayacaktır. O türbede Akkız Ana yatmaktadır. Akkız Ana’nın hikayesi ise şöyledir:

“Abisi tarafından zulme uğrayan ve abisinden kaçan genç bir kızın pür ağcına girerek abisinden kurtulduğu hikayesi halk arasında ağızdan ağıza dolaşarak günümüze kadar gelmiştir. Anne ve babasını çok küçük yaşlarda kaybeden genç kız, yengesi ile birlikte çadırda kalırmış. Kızın dillere destan bir güzelliği varmış ayrıca kız iş konusunda çok becerikliymiş. Zamanla kızın mahareti ve güzelliği halk arasında şöhret bulmuş tabi bunu duyan yengesi kızı kıskanmaya başlamış. Yenge, kızdan kurtulmak için plan yapmış. Bir gün kızın abisi koyunları otlattıktan sonra çadıra gelir. Kadın, kocasına “kız kardeşin çadırına erkek almış namusun kirlendi” demiş. Adam, kız kardeşinin çadırına yönelmiş kızı öldürmek için. Kız o panik ve korku ile kaçmaya başlar ve suyun başına gelir “ey su durulasın durulasın Cuma günleri bulanasın” der. Su o anda durulur ve çarık görünür kız çarığı giyerek kaçmaya devam eder. Kız tepenin zirvesine yetişir ve arkasına baktığında abisi çok yaklaşmıştır ona. Kaçacak yeri kalmayan kız, karşısında gördüğü pür ağacının yanına gelir ve “yarıl pür yarıl abim yetişti beni öldürecek kurtar beni” der. O anda pür ağacının gövdesi açılır ve kız ağacının gövdesine girer ve ağaç kapanır. Kızın kıyafetinden bir parça ağacın dışında kalır bunu gören abi kız kardeşine iftara atıldığını anlar ama iş işten geçmiştir. Artık kız kardeşi başka bir alemdedir. Abi feryat figan eder ama ne çare... Abi o tepeye kız kardeşi adına bir türbe yaptırır.”

Türbenin kitabesini incelediğimizde türbede yatan kişinin Şeyh Hasan isminde birinin yattığı yazmakta. Muhtemelen Şeyh Hasan vefat ettiğinde Akkız Ana’nın türbesine defnetmişler. Ayrıca kitabedeki tarihi miladiye çevirdiğimizde 1826’ya denk gelmektedir.

Akkız Ana’nın türbesine yakın bir yerde 2100 metre yükseklikte halk arasında Gavur Kalesi olarak adlandırılan harabeler bulunmakta. Bölge halkının kale civarında buldukları paraya göre kale Helenistik döneme ait askeri bir yapı. Kaleye tırmanmak oldukça zor ve yorucu. Karamuk meyve ağaçları ve küçük çam ağaçlarının arasından geçip zirveye öyle ulaşıyorsunuz. Ben kaleye ilk tırmandığımda nasıl ineceğimi şaşırmıştım ve keçilerin ayak izlerini takip ederek aşağı inmiştim.

Kalenin bazı surları hala ayakta. Ve kale sarp kayalıklar üzerinde inşa edilmiş. Küçük bir hatanızda ayağınız kayıp uçurumdan aşağı yuvarlanabilirsiniz. Kaleyi incelediğinizde o zamanki teknoloji ile bu korkunç, sarp kayalıkara kaleyi nasıl inşa ettikleri merak konusu.

Kalenin aşağı kısmında Cin Ali’nin Keleri yakınında yıl boyunca akan su kaynağı vardır. Yazın kavurucu sıcağında bile suyun soğukluğundan dolayı elinizi suyun içinde on saniyeden fazla tutamazsınız.

Köyün içinde iki adet cami bulunmaktadır. Caminin tarihi 19.yy.a dayanmakta yani Osmanlı yapısı. Bu tarihi caminin dış duvarının içe bakan kısmında Çarkıfelek simgesi işlemeli taş vardır. Çarkıfelek simgesi sonsuzluk anlamına gelir. Bu simgeyi hem İslami hem de hristiyan mimarisinde görmek mümkündür.

Bademdere köyünün salatalığı Niğde halkı için çok önemlidir ayrıca çok lezzetlidir.

Bademdere’ye gelmeden önce evinizde ne kadar boş şişe varsa hepsini yanınıza alın çünkü köyde akan suyun tadına doyamayacaksınız.

Niğde’ye geldiğinizde mutlaka bu köye uğrayın.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.